5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu ve ilgili yönetmelik gereği yılda iki defa düzenlenen “Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısının 2017 yılı birinci toplantısı, KUTSO sosyal tesisi Âlâ Restoran’da düzenlenen kahvaltının ardından, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) toplantı salonunda gerçekleştirildi.

KUTSO Meclis Başkanı İsmet Özotraç, KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Y.Yazaroğlu başkanlığında yapılan toplantıya, KUTSO Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, Meslek Komitesi Başkanları ve Meslek Komitesi Üyeleri katıldı.

Toplantıda, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Mehtap Kındıra, UR-GE (Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi) hakkında bilgilendirme sunumu yaptı.

Bilgilendirme sunumunun ardından, KUTSO Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Ali Kongu tarafından, organlar oryantasyon sunumu yapılarak, KUTSO’nun hizmet ve işlemlerine ilişkin veriler ve istatistikler paylaşıldı. Ayrıca, organlarda görev alan üyelere özel oluşturulan e-oda sistemi, sürekli iyileştirme kapsamında çalışmaları devam eden mobil uygulama hakkında, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, TOBB Oda/Borsa Akreditasyon Sistemi gibi, yönetim sistemleri ile bu sistemler çerçevesinde yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

KUTSO Meclis Başkanı İsmet Özotraç ise Kütahya Zafer Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili gelişmeler ve yürütülen çalışmalardan söz etti.

Toplantının sonunda güncel konulara ilişkin değerlendirmelerini paylaşan KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral şöyle konuştu: Türkiye kritik bir süreç yaşıyor. Hepimizin bildiği ve gördüğü gibi Avrupa, Türkiye karşısında referandumu fırsat bilerek, kendi emellerini gerçekleştirmek amacıyla, ülkemize karşı mücadele başlattı. 16 Nisan halk oylamasında anayasa değişikliği değil, Türkiye oylanacak noktasına geldik. Türkiye karşıtı Avrupa, referandumda hayır çıkması için var güçleri ile çalışıyor, hayır çıkması halinde, ikinci safhada düşündüklerini uygulayarak, ülkemize zarar vermeye devam edecekler. Durumu değerlendirmek için öncelikle Avrupa’nın geçmişine bakmak lazım. Sömürgeciliğin mucidi Avrupa’dır. Az gelişmiş olan ne kadar ülke varsa, yüz yıllar boyunca sömürdüler. Halen, sömürdükleri ülkeler var. Sömürgecilikle birlikte, köleliği icat ettiler. On beşinci yüzyılda, Papa’nın izini ile kölelik meşrulaştırıldı. Birinci ve ikinci dünya savaşı, Avrupa ülkeleri tarafından çıkarıldı. Dünya, bu savaşlarla sarsıldı. Özellikle zayıf ülkeler en çok zararı gördü. Faşizmin icat edildiği kıta Avrupa’dır. Uğruna Birinci Dünya savaşına girdiğimiz Almanya’ya bakın. Savaştan çok şey kaybederek çıktığımızı en iyi bilen Almanya’nın bize yaptığına bakın, Almanya’nın ne olduğunu daha iyi anlarsınız. Nüfusları artmadığı için çalıştıracak vatandaşları olmayan Avrupa ülkelerine gönderdiğimiz iş gücü sayesinde, ülkelerini geliştiren Avrupa’nın bize yaptığına bakın. Yaşlanan Avrupa’da sanayi gelişmiyor. Yeni yatırımlar yapılmıyor, Türkiye’de ise genç nüfus çoğalıyor, ülke güçleniyor. Türkiye’nin güçlenmesi ise Avrupa’nın işine gelmiyor, bu nedenle de gelişmemize engel olmaya çalışıyorlar. Avrupa’nın ikinci büyük nüfusuna sahip bir ülke olarak, 2023 yılında en büyük nüfusa sahip olacağımız için, genç nüfusun yapacağı atılımlarla daha güçlü Türkiye olmamızı istemedikleri için, ülkemize engel olmaya çalışıyorlar. Batı ülkeleri uzun vadeli planlar yapar, elli sene, yüz sene sonrasını planlarken, Türkiye’yi, Avrupa’ya egemen olacak tehlike olarak gördükleri için, bugünden etkisiz hale getirmek istiyorlar. Avrupa ile birlikte, ülkemiz insanlarından da, referandumda hayır çıkması için çalışanlar olduğunu görüyoruz. Tarih kitaplarını açıp baktığımızda, 1923 yılında da, Cumhuriyetin kuruluşuna karşı çıkanlar olduğunu, hatta Cumhuriyet yerine, Amerikan mandası olmamızı isteyenler bile olduğunu okuyoruz. Avrupa, gerek Türkiye karşıtı kişi ve kuruluşlar, gerekse bizzat siyasileri, ya da  resmi kurumları ile  ülkemize karşı giriştikleri zarar verme eylemlerinin, demokratik ve insan hakları olduğunu iddia ederek, eylemlerini sözde savunuyorlar. Ama asıl Türkiye Cumhuriyeti Bakanlarına yapılan muameleleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın şakağına silah dayanmış afişler ile hedef gösterilmesinin, demokrasiye ve insan haklarına aykırılığını görmezden geliyorlar. İşte Avrupa bu, Avrupa’yı iyi tanımak ve ülkemize verebilecekleri zararlardan korunmak için de el birliği ve güç birliği içinde çalışmalıyız. Türkiye, bu sınavdan başarı ile çıkacak, Türkiye düşmanı ülkelere fırsat vermeyecektir. Halk oylamasından sonraki aylarda, ekonomik, sosyal ve siyasal atılımlar bekliyorum. 2017 yılı için beklenen büyümenin, biraz daha fazla oranda gerçekleşeceğini düşünüyorum.”

 

Haber: KUTSO Basın