BUSINESS WEEK DERGİSİ İLE SÖYLEŞİ

BUSINESS WEEK dergisine verdiğim mülakatın Türkiye dışındaki versiyonlarında da yayınlanması için gönderileceğini söyledikleri ve KUTSO dergimizin 177.sayısında da yayınladığımız söyleşiyi sizlerle paylaşmak istedim.

Sizce iş dünyası için liderin tanımı nedir?
Lider tanımını yapmak gereksiz, lider denildiğinde ne anlamak lazım geldiğini herkes biliyor artık.

Bir liderin olmazsa olmazları nelerdir? Lider olmak kişiye özgü müdür, yoksa bir ekip çalışmasının ürünü müdür?
İş hayatında dinamikler, aranan özellikler ve kıstaslar sürekli olarak değişmektedir ve gelişmektedir. Liderlerin de değişen bu dinamiklere ayak uydurmaları ve sürekli değişen değerleri yönetme becerilerini geliştirmeleri kaçınılmazdır. Liderlik bir yetenektir ama yeteneğin geliştirilmesi ekiple olur. Ekip hangi oranda güçlü olursa, lider o oranda güçlü olur.

İş adamları ve şirketler Liderlik Zirvesi organizasyonundan neler öğrenebilir?
Bugün bilgiye ulaşmak çok kolay. Liderlik bilgilerini derleyen kişiler ders olarak anlatacak kadar bilgi depolayabilirler. Ancak, bilgiyi depolamak yetmez, uygulamasını becermek lazım. Liderlik Zirvesi organizasyonlarında, bilgileri uygulamaya dönüştüren tecrübelerden yararlanmak bakımından fayda sağlandığını düşünüyorum. Ve tabii ki derlenen bilgiler, öğrenilen tecrübeler, yetenekle bütünleştirilmesi halinde liderlik yolunda ilerlemek mümkün oluyor.

Gündemdeki teşvik paketi ile ilgili değerlendirmeniz nedir? Bu paket ile ilgili beklentileriniz nelerdir?
Teşvik paketini tahrik paketi olarak değerlendirdiğimi anlattım bugüne kadar, çünkü aklında yatırım olmayan sanayicileri bile hareketlendirdi.
Başta İstanbul olmak üzere Doğu ve Güney Marmara’daki sanayi kuruluşları bölgelerinden ayrılıp, kendilerine bulacakları yeni kentlere, mevcut teknolojilerini ve kapasitelerini geliştirerek taşınmaya hazırlanırken, oldukları yerde veya yeni bölgelerde yatırım yapmak isteyenler de hazırlıklara başladılar bile.

Ekonomik anlamda tüm dünyada doğuya doğru bir eksen kayması var. Sizce geleceğin ekonomisinde önemli rol üstlenecek ülkeler hangileri olacak? Türkiye’nin onlar arasındaki yeri ne olacak?
Yirmi yıl önce Çin denilince çok kalitesiz çok ucuz ürün geliyordu akıllara. Ciddiye de alınmadığı hatırlanacaktır. Gelişmiş ülkelerde terk edilmiş veya küçültülmüş sanayi dalları doğuda gelişmeye başladı. Hindistan, Endenozya, Malezya, Vietnam ön plana çıkarken, sürpriz yapması muhtemel Bangladeş’i parlayan yıldızlar olarak görüyorum. Türkiye, bu ülkelerden daha şanslı. Avrupa’nın yirmi yıl öncesine kadar sürdürdüğü ve yavaş yavaş terk etmeye mecbur kaldığı sanayi misyonunu Türkiye üstlenmeye başladı bile.

Ticari anlamda önümüzdeki yıllarda Türkiye için önem kazanacak yeni ülke ve pazarlar nerelerdir?
Özellikle kıta Afrikasının önem kazanacağını düşünüyorum. Ayrıca Ortadoğu ve Körfez Ülkelerindeki fırsatları görenler ve bu fırsatları değerlendirebilenlerin çok başarılı işler yapacaklarını düşünüyorum.

Sapanca ve Afyon’dan sonra turizm yatırımı yapmayı düşündüğünüz konaklama tesisi modeli ne olacak?
Termal turizmi önemsiyoruz. Henüz termal kaynakların insanlar üzerindeki faydalarını tam anlayabildiğimizi sanmıyorum. Belirli bir yaştan sonra gerekli olduğu kanaati yaygın. Halbuki, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi asıl gençlik yıllarında yararlanmak lazım ki, bünye güçlü olsun, cilt diri kalsın, yaşlanma geciksin, sağlıklı ömür sürülsün. Termal zenginliğe sahip ülke insanları incelenirse, bu gerçeğin varlığını görmek mümkündür. Biz de termal yatırımlara devam etmeyi düşünüyoruz.

Turizmde termal otel konsepti dışında yatırım yapmak istediğiniz başka bir konsept var mı? 2023 biliyorsunuz ülkemiz için önemli bir tarih. Sizin turizm sektörüne dair 2023 öngörü ve beklentileriniz neler? Sektörün 2023’te geldiği noktada siz nerede olacaksınız?
Termal, sadece termal. Yakın bir tarihte insanlarımız termalin, genç kalma arzularının gerçekleşeceği bir kulvar olduğunu görerek, yaşayarak kabullenecekler. Çünkü, “her canlı için yaşlanmak kaçınılmazdır. Termal desteği ile genç kalarak yaşlanmak elinizde olan bir fırsattır”.

Yılın ilk yarısı iş dünyası için nasıl geçiyor? 2012 ikinci yarı ekonomik konjonktür ile ilgili düşünceleriniz neler?
Her sektörün farklı beklentileri olması, farklı sonuçlara ulaşmış olması olağandır. Genel ortalamaya bakarsanız, 2012 ilk çeyrekte, mevsim şartlarının engellemesine rağmen beklenen ortalama değerler elde edilmiştir. 2012 diğer çeyrekleri için de umutlu olanlar kazançlı çıkacaklardır.

Bakan Çağlayan’ın açıkladığı gümrüksüz bölgeler ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Böyle bir uygulamanın kazanımları, getirileri neler olur?
Çok yaygın olarak kullanılmayan, hakkında fazla bilgi edinilemeyen bir yöntem. Sayın Bakanımızın anlattıkları kadar bilgi sahibi olduğumu söylemeliyim. Ancak, kapsamına baktığınızda çok da cazip görünen bir sistem. Singapur ve Dubai çağrışımı yapmıyor değil, tam anlamıyla bu modeli uyguluyor diyemeyiz, ama benzediğini söyleyebiliriz. Tabii ki bu ülkeler bu modeli ülke genelinde uyguluyor, bizde ise bölge olarak uygulama düşünülüyor. Bekleyeceğiz, göreceğiz.

ABD ve AB pazarlarında yaşanan daralma sizi nasıl etkiledi? Bu pazarlarda yaşanan kayıpları telafi edecek çözümleriniz var mı?

Dinamik firmalar için pazar kaybı çok önemli değildir, kayıplarını kısa sürede telafi ederler. Ben daralmalardan başka bir sonuç çıkarmak istiyorum. Türkiye’ye çok sayıda ticaret heyetleri geliyor, gelen heyetlerin önemli bir çoğunluğu enerji, özellikle yenilenebilir enerji, teknoloji, iletişim ve bilgi sistemleri üzerinde teklif sunuyorlar. Çok az sayıda sanayi ürünü teklif eden var, zira Avrupa’da sanayi, yerini, sanayi dışındaki teknoloji ve inovatif sektörlere bırakma hızını artırıyor. AB ve ABD sanayicileri var olma çabalarının sonuçlanabilmesi için başta Türkiye olmak üzere uygun ülkelerle partner ilişkileri kurmak zorundalar. Bu uygulama hem AB ve ABD firmalarını rahatlatır, hem de Türk firmalarına rekabet gücü kazandırır.