Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Meslek Komiteleri Temmuz ayı toplantısı, KUTSO sosyal tesisinde düzenlenen kahvaltının ardından, meslek komiteleri çalışma odalarında gerçekleştirildi.

 

Her ayın son Salı günü düzenli olarak gerçekleştirilen meslek komiteleri toplantısı öncesinde düzenlenen kahvaltıda, KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral, haziruna hitap ederek, ekonomik konulardaki değerlendirmelerini ve iş dünyasına ilişkin tavsiyelerini aktardı.

 

KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral; “2017 yılında Türkiye büyüdü. Bu gelişmelerin daha da artması için, hep beraber, kendimizi motive etmeliyiz.”

 

KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral, 24 Haziran sonrasında Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğinden bahisle şunları söyledi: Türkiye yeni bir döneme girdi. Bu yeni dönem başlayalı bir ay oldu. 24 Haziran’dan bu yana neler olduğunu, hep beraber görüyoruz. Hep iyi şeyler olacağına dair kanaatlerim var. Hem Türkiye’nin geneli ile ilgili, hem de Kütahya ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. 2017 yılında Türkiye büyüdü. Ne oldu? Büyüdük mü? Sorusu, herkesin aklındaydı.  Bir araştırma yaptım. İlgili mevzuat gereğince, Odamıza üyelik aidatlarının dışında, munzam aidatlar, yani kârdan belirli yüzdelerle aidat ödemesi uygulaması var. Aidat uygulamalarımızdaki munzam aidatlarla ilgili araştırma yaptığımda, enteresan bir durumla karşılaştım. Munzam aidatlarımız, 2017 yılında, bir önceki yıla göre, % 105 oranında artmış. Demek ki, Kütahya’da % 105 oranında bir büyüme gerçekleşti. Bunu büyük sevinçle karşılamalıyız. Hep beraber, bu gelişmelerin daha da artması için, daha fazla işler yapabilmek için, kendimizi motive etmeliyiz. Türkiye’nin 2018 büyümesinde, % 4’ten daha az tahminde bulunan uluslararası kurum yok, OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) % 5’e yakın bir büyüme, IMF % 4’ün biraz üzerinde büyüme öngörüyor. Kredilendirme kuruşlarının da öngörüleri bu istikamette. Avrupa için, % 3’ün üzerinde tahmin eden olmadı, % 2 ile 3 arasında. Bu demektir ki, Türkiye, Avrupa’ya oranla daha yüksek oranda gelişme kaydedebilir. Bu ülkeler neden üstümüze geliyor? Bu sorunun cevabını, hepimiz biliyoruz. Bizi IMF’ye muhtaç etmek ve ekonomik kontrolü ellerine almak gibi bir düşünceleri, bir arzuları var. Bunda çok başarılı olabileceklerini düşünmüyorum. Ancak üzülerek görüyorum ki, bazı akademisyenlerimiz, son çeyrek için felaket senaryoları ifade etmeye başladılar. Benim akademisyenlerden bir ricam var, eğer böyle olumsuz bir durum söz konusu olursa, Türk iş Dünyası nasıl hareket etmeli. Onların bir reçete sunmalarını istiyorum, bilim insanları bu reçeteyi sunarlarsa, asıl o zaman görevlerini yapmış olurlar. Bunun dışında sadece durum tespiti var, çözüm önerisi yok ise ben bunları hiç ama hiç dikkate almıyorum.

 

“Değişen dünyaya ayak uyduramazsak, ayakta kalmamız çok zor. Önce kendinizi, sonra çalışanlarınızı mutlaka değişime inandırmalısınız.”

 

2018 yılındaki büyümenin, hepimizi mutlu edecek sonuçlara ulaşmış olduğunu inşallah hep beraber göreceğiz. Bunun için de var gücümüzle çalışmaya, var gücümüzle değerlendirmelerimizi yapmaya çalışacağız. Ben şirketlerimde neler yaptım? Bunları kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz moral ve motivasyon son derece önemli. Her zaman olduğu gibi, biz moral ve motivasyon anlamında herhangi bir şekilde bir eksiklik görmüyor, eksiklik hissetmiyoruz. Arkadaşlarıma hep şunları tavsiye ettim: dedim ki, şunu zihninize yerleştirin, kimsenin bilmediğini ben öğrenirim, kimsenin yapamadığını, ben yapabilirim, kimsenin düşünemediği yenilikleri ben düşünürüm ve uygularım, kimsenin satamadığını, ben model yaratıp satarım deyin. Zaten başarının temelindeki kuralların bunlar olduğunu düşünmemiz de isabetli olur. Bu prensipleri ve sorumlulukları, kendi bünyenizdeki, şirketlerinizdeki personellerinize de anlatmanızı tavsiye ederim. Bu noktada şunları tavsiye edeceğiz. Eski bildiklerini unutacaklar, dünya çok değişiyor. Bırakın her seneyi, her ay değişiyor. Bu değişime ayak uyduramadığımız sürece, ayakta kalmamız çok zor. Bu nedenle, önce kendinizi, sonra çalışanlarınızı değişime mutlaka inandırmalısınız. Değişimden benim anladığım, eski bildiklerinizi unutacaksınız, yepyeni bir dünya düzenine girmek zorunda olduğumuza inandıracaksınız. Dönüşüm de, bu düşünceler doğrultusunda, şirketlerinizi, işyerlerinizi kurumsal anlamda dönüştürmek, kârlılık ve büyüme anlamında dönüştürmek. Gene, hem kendinizin, hem de çalışanlarınızın mutlak suretle finansman bilgileri edinmeleri lazım. Önce finansmanın ne olduğunu doğru anlamak lazım. Finansman denildiği zaman, bankanın parasını kullanmak şeklinde algılıyoruz. Ancak, kesinlikle öyle değil. Finansman, elde ettiğimiz imkânların, var olan imkânların, en verimli şekilde kullanılması. Bu imkânlar içerisinde, hem kendinize ait olanlar, hem de yabancı kaynaklar var. Yabancı kaynakları ne kadar doğru, ne kadar verimli kullanabilirseniz, şirketleriniz o kadar yarar sağlar. Eğer dış kaynaklar doğru kullanılmaz ise, bu defa felakete gider. Bu nedenle, finansman bilgisi son derece önemli. Eğitim firmaları var, bu eğitim firmalarında görürsünüz, finansçı olmayanlar için finansman eğitimi diye konular vardır. Odamız da, sunduğu eğitimlerin içerisinde finansman eğitimini dâhil ediyor. Zamanı geldiğinde, mutlak suretle bu eğitimlerden yararlanmanızı özellikle arzu ediyorum. Hesap yapma mantığını, hem kendi bünyemizde, hem de çalışanlarımızda mutlaka yerleştirmemiz lazım, eğer biz bu mantığı yerleştiremezsek, ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalırız.

 

“Her şey çok güzel olacak. Söylenen ve yazılan felaket senaryolarına, kesinlikle itibar etmeyin”

 

Şuna inanmamız lazım; 2018, sadece 2018 değil, gelecek yıllar da, bizim başarı yıllarımız olacak. Buna kendimizi inandırırsak, bu yolda kendimizi hazırlarsak, inanın her şey çok güzel oluyor. Kesinlikle felaket senaryolarına itibar etmeyin. Sosyal medyada dolaşan, şu olacak, bu olacak diye yazanlara sorun bakalım, bu söyledikleri, yazdıkları senaryodan kendileri nasıl etkilenecek, ne kadar zarar görecek. Bazıları, hiç zarar görecek kimse değil, zararı görecek olan iş dünyası, yani sizler. Sizlerin adına birisi çıkıyor ve felaket senaryoları yazıyor. Bu nedenle, benim ilim insanlarından ricam ve beklentim, olabilecek bütün olumsuz senaryolara karşı kendimizi, işlerimizi, şirketimizi, dolayısıyla ülkemizi nasıl koruyacağımızın formülünü vermeleri. Aslında bu formül, hepinizin yüreğinde, hepinizin beyninde var. Bütün mesele bunları hayata geçirmek ve uygulamak. Göreceksiniz, her şey çok güzel olacak, her zaman söylediğimi bir defa daha söylüyorum.  Odamız çatısı altında sizlerin başarılarını dinlemek, yaptığınız değişikliklerin, hatta dönüşümlerin, sizlere nasıl yarar sağladığını örnekleriyle burada anlatmanız, hepimizin de bu örneklerden yararlanmanızı arzu ediyorum. Her zaman şuna inanıyorum, bir şeyi keşfederken, mutlaka öğrendiğiniz bir takım bilgiler vardır. O bilgileri değerlendirip yola çıkar, bir şeyler keşfedersiniz. Onun için, siz değerli arkadaşlarımın görüşlerinin, başarı hikâyelerinin burada paylaşılmasının, bu anlamda da çok önemli olduğunu düşünüyorum.

 

“Ülkemiz, yeni yönetim modeliyle, lazım gelen seviyelere tırmanacak. Güçlü Türkiye, ekonomik güç ile sağlanacak”

 

İnşallah her şey çok güzel olacak,  2018, çok başarılı ve verimli bir yıl olacak. İnşallah ülkemiz, bu yeni yönetim modeliyle, lazım gelen seviyelere tırmanacak. İnşallah, ülkemize yöneltilen bu sevimsiz saldırılar son bulacak, yani bu sevimsiz saldırılara girmek istemiyorum, hepsi gözümüzün önünde cereyan eden şeyler. Bir sporcunun fotoğraf çektirmesini dahi problem edinen bir dünya düzeninin, bizim için neler düşündüğünü ve hiç rahat bırakmayı istemediklerini görüyoruz. Onun için, güçlü ülke, güçlü Türkiye, sizlerin gayretleriyle, ekonomik güç ile olacak. İnşallah bunu da hep beraber yapacağız. Bu duygu ve düşüncelerle, hepinize en iyi dileklerimi sunuyorum. Başarılarınızın daim olmasını, sağlığınızın, aile düzeninizin yerinde olmasını temenni ediyor, iyilikler diliyorum.”

 

 

 

Haber: KUTSO Basın